top of page
log_sms.png

İcra Hukukunda Borcun Taksitle Ödenmesi

  • 7 Mar
  • 8 dakikada okunur

Borcun taksitle ödenmesi; borcun doğumu sırasında, borcun doğumundan sonra fakat icra takibi başlamadan önce yapılabileceği gibi icra takibi başladıktan sonra ise; icra takibinin kesinleşmesinden önce veya sonra, haciz veya satış talebinden önce veya sonra yapılabilir. Bu makalenin kapsamı ise; icra dairesi huzurunda ve icra takibinin kesinleşmesinden sonra yapılan borcun taksitle ödenmesidir.


  1. Taksitlendirme sözleşmesinde ödemeyi ikiye ayırmak gerekir. Birincisi İİK.nun 111. maddesinin 1. ve 2. Fıkralarında düzenlenen borçlunun yasal hakkından doğan taksitlendirme, ikincisi ise alacaklının kabulüne bağlı olan taksit sözleşmesi ile yapılan taksitlendirmedir1 . Borcun alacaklının kabulü aranmaksızın, yalnızca borçlunun beyanıyla ödenmesini konu alan borcun taksitle ödenmesi taahhüdü, hacizden sonra gerçekleştirilmek zorundadır. Borcun taksitle ödenmesi sözleşmesi ise hacizden önce veya sonra gerçekleştirilebilir. Taksitle ödeme sözleşmesi, tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade beyanlarıyla hacizden önce veya sonraki süreçte kurulur. Alacaklının rızası aranmadan taksitle ödeme ise yalnızca hacizden sonra ve belirli şartların varlığı halinde mümkündür.


  2. Taksitle ödeme, İcra ve İflas Kanunu’nun haciz yoluyla takip kısmında “Taksitle Ödeme” başlığı altında incelenmiştir. Borcun taksitle ödenmesi, genel haciz yoluyla ve taşınır ve taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerde mümkündür . İcra ve İflas Kanunu m.111/f.3’te aynı kanunun 150/e maddesine atıf yapmıştır. Buna göre rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde de taksitle ödeme yapılabilecek ve rehinli malların satışını isteme sürelerinin işlemeyecektir. Ancak rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde haciz aşaması bulunmadığından taksitlendirme sözleşmesi, takip kesinleştikten satışa kadarki süreçte yapılabilecektir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipler ile ilamlı takiplerde İİK 111. maddeye atıf yapılmamıştır. Bu sebeple kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipler ile ilamlı takiplerde borcun tek taraflı taahhütle ödenmesine ilişkin hükümler uygulama alanı bulamaz. Ancak “sözleşme serbestisi” gereği bu iki takip yolunda taksitlendirme sözleşmesi yapılabileceği kanaatindeyim. 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’da İcra ve İflas Kanunu’na herhangi bir atıf olmadığından buna ilişkin takiplerde taksitle ödemeye ilişkin hükümler uygulama alanı bulamayacaktır.


  3. Kira bedelinin ödenmemesine nedeniyle tahliyeye ilişkin takiplerde de İİK 111. maddeye atıf yapılmamıştır. Ancak ödenmeyen kira bedeline ilişkin tek taraflı taahhüt yapılamasa da “sözleşme serbestisi” gereği tarafların tasarruf yetkileri gereğince bu takip yolunda da taksitlendirme sözleşmesi yapılabileceği kanaatindeyim. İflasta kural borçlunun tüm borçlarının ödenmesi olup borçlunun tüm malvarlığı tasfiye edilir. İflasın yanında herhangi bir cüzi ya da külli icra yoluna başvurulamaz. Taksitlendirme ise cüzi icra için kabul edilmiş bir kurumdur. Bu sebeple iflasta taksitlendirme mümkün değildir. Konkordato ise borçlu ile alacaklı mahkeme gözetim ve denetiminde borçların tasfiyesine yönelik bir anlaşma yaparlar. Borcun taksitle ödenmesi, cüzi icrada düzenlenen bir kurum olduğundan konkordatoda uygulanması mümkün değildir.


Taksitle Ödemenin Türleri ve Şartları


  1. Hacizden Önce Yapılan Taksitle Ödeme Sözleşmesi


Alacaklı ile borçlunun hacizden önce yapacakları taksit sözleşmesi İİK’nda açıkça düzenlenmemiştir. Hacizden önce taksit sözleşmesi yapabilme imkanı İİK m.78/f.2 ve m.340’tan anlaşılmaktadır. Borcun taksitle ödenmesine yönelik işlemler ancak takip kesinleştikten sonra mümkündür. Taraflar takip kesinleşmeden önce taksit sözleşmesi yaparlarsa kanunda belirtilen sonuçlar doğmaz. Taraflar ödeme emrine itiraz süresinde yaptıkları sözleşmenin İİK m.111’deki sonuçları doğurmasını istiyorlarsa icra dairesince tutulan tutanaktan; borçlunun borca itirazı olmadığı ve İİK m.20’deki sürelerden feragat ettiği açıkça anlaşılmalıdır4 . Eğer geçerli bir haciz yapıldıktan sonra alacaklı satış isteme sürelerini geçirirse haciz düşeceğinden bu dönemde yapılan borcun taksitle ödenmesi sözleşmesi hacizden önce yapılan taksitle ödeme sözleşmesi sayılmalıdır.


Hacizden Önce Yapılan Taksitle Ödeme Sözleşmesinin Şekli


Alacaklı ile borçlu hacze gidilmeden önce icra dairesi huzurunda taksitle ödeme sözleşmesi yapmak istedikleri takdirde İİK’ nun 8. ve 20/f.2 maddelerine göre tarafların icap ve kabul beyanları usulüne uygun olarak düzenlenen icra tutanağına yazılır ve tutanağın altı borçlu, alacaklı ve icra müdürü tarafından imzalanır. Bu durumda sözleşme icra dairesinde hazırlar arasında kurulmuş olur. Ancak tarafların icra dairesinde hazır bulunmaları şart değildir. Bu durumda borçlu icra dairesine başvurarak ödeme teklifinde bulunursa, bu durum icra dairesinde hazır bulunmayan alacaklı tarafa bir muhtıra ile bildirilir. Alacaklı taraf ise bu teklifi kabul ettiğini icra dairesine gelerek ya da icra dairesine göndererek bildirebilir. Alacaklının kabulü, borçluya muhtıra aracıyla bildirilmelidir. Böylelikle sözleşme, alacaklının kabul muhtırasının ilk taksit tarihinden önce borçluya tebliği ile hüküm ve sonuç doğurmaya başlar ve taksitin ödenmemesi de bu andan itibaren taahhüdü ihlal fiilini ortaya çıkarmış olur . Yukarıda bahsedilen iki durum haricinde haciz sırasında da taraflar arasında borcun taksitle ödenmesine ilişkin sözleşme yapılabilir. Bu durumda icra müdürü haciz mahalline gittiğinde, borçlu alacaklı yana taksitle ödeme teklifinde bulunur ve alacaklı da bu teklifi kabul ederse hacizden önce borcun taksitle ödenmesine ilişkin sözleşme kurulmuş olur. Eğer usulüne uygun bir taksitlendirme sözleşmesi kurulmuş olursa İİK m.114/f.4 hükmü gereği taksitlendirme sürecinde tüm muameleler duracağından icra müdürünün herhangi bir işlem yapmadan hacze son vermesi gerekmektedir. İcra müdürü, haciz tutanağına borçlunun taksitle ödeme sözleşmesine yönelik irade beyanı ve şartlarını yazar; tutanağın altı alacaklı, borçlu ve icra müdürü tarafından imzalanır ve böylelikle sözleşme kurulmuş olur.


Hacizden Önce Borcun Taksitle Ödenmesi Sözleşmesinin Yapılma Şartları


Taksitlendirme Sözleşmesinin Takibin Tarafları Arasında Düzenlenmesi Taksitlendirme sözleşmesi, takibin tarafları arasında yani alacaklı ile borçlu arasında düzenlenir. Üçüncü kişinin ise taksitlendirme sözleşmesine taraf olabilmesi için icra kefili olması şarttır. Bilindiği üzere icra kefili kanun tarafından müteselsil kefil olarak kabul edilmektedir. Üçüncü kişi, icra kefili olup kendisine usulüne uygun bir ödeme ya da icra emri gönderildikten sonra takibin tarafı haline geleceğinden bu aşamadan sonra taksitle ödemeye ilişkin sözleşme yapabilir. Taraflar arasında mecburi takip arkadaşlığı varsa birlikte hareket etmek zorundadırlar. Taraflar arasında ihtiyari takip arkadaşlığı varsa taksit sözleşmesine taraf olmayan taraf bakımından sözleşme bağlı olmayacak; ancak diğer taraflar bakımından bağlayıcı olmaya devam edecektir. Taraflar sözleşme kurulurken hak ve fiil ehliyetine sahip olmalıdır. Taksitle ödeme sözleşmesi yapıldıktan sonra taraflardan birinin ölmesi durumunda edim yükümlülüğü mirasa konu olabilecektir. Yani taksit sözleşmeleri külli ya da cüzi haleflerini bağlayacaktır.


Sözleşmenin Mevcut, Geçerli ve Kesinleşmiş Bir İcra Takibi Sırasında Yapılmış Olması


Taraflar arasında geçerli bir icra hukuku ilişkisi yoksa taksitle ödeme sözleşmesinin de geçersizliğinden bahsedilemeyecektir. Hacizden önceki dönemde yapılan borcun taksitle ödenmesi sözleşmesinin kanundaki sonuçları doğurabilmesi için takibin kesinleşmesi gerekmektedir.


İhtiyati haciz aşamasında ise taksitle ödeme sözleşmesinin kurulmasının mümkün olup olmadığı hususunda Yargıtay; ihtiyati haciz sırasında yapılan taksitle ödemenin geçerli olmadığını, kanundaki sonuçları doğurabilmesi için ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi gerektiğini belirtmektedir.


Sözleşmenin İcra Dairesi Aracılığıyla Düzenlenmesi


Taraflar arasında yapılacak taksitle ödeme sözleşmesinin, icra dairesinde düzenlenmesi ya da tarafların iradelerini beyan ettikleri icap ve kabullere ilişkin belgelerin icra dairesi aracılığıyla taraflara tebliğ işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekir. Sözleşmenin bu şekilde kurulması bir kurucu şart değil, ispat şartıdır. Zira ilgili tutanaklar aksi ispat oluncaya kadar geçerli olan belgelerdendir. Tarafların taksitle ödeme sözleşmesine ilişkin tutanakta hukuki bir işlemi belgelendirmesi, tarafların ve icra memurunun buna ilişkin imzalarının tutanak altında bulunması, belgeyi resmi belge hükmüne sokmaktadır. Bu sebeple tutanağın aksi yazılı bir belgeyle ispatlanmadığı sürece geçerli bir resmi belge hükmündedir.


Taksit Miktarının, Taksit Tarihlerinin Belirli ve Taksitlerin Paraya İlişkin Olması


Taksitlendirme sözleşmelerinin içeriğine dair sınırlamalar kanunda düzenlenmemiş, bu sınırlamalar yüksek mahkeme kararları ve öğreti tarafından belirlenmiştir. Buna göre; taksit miktarının belirli, paraya ilişkin, açık ve kesin olması gerekir. Yargıtay Genel Kurulu bir kararında takip talebinde borç miktarının belirtilmesinin yeterli olmadığını, sözleşme yapıldığı sırada işleyen faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin taahhütte belirtilmesi gerektiğini belirtmiştir. Aksi halde sözleşmenin hangi miktar üzerinden yapıldığı anlaşılmayacak, ödeme koşulunun ihlali halinde cezai sorumluluk doğmayacaktır . Taraflar yabancı para alacağını, sözleşme tarihindeki mi yahut ödeme tarihindeki kur üzerinden mi ödeneceğini kararlaştırmalıdır. Taksitle ödeme sözleşmesinin geçerli olabilmesi için taksit tarihlerinin belirli olması gerekir. Taksit miktarı ile taksit tarihleri belirtildiğinde borcun kaç taksitle ödeneceği de belirlilik kazanmış olur.


Hacizden Sonra Yapılan Taksitle Ödeme


Hacizden sonra yapılan taksitle ödeme, şartları sağlıyorsa alacaklının rızası aranmadan tek taraflı ödeme taahhüdü ile ya da alacaklının rızası alınarak sözleşme yoluyla gerçekleştirilebilir.


Alacaklının Rızası Aranmaksızın Taksitle Ödeme Taahhüdü


Taahhüdün Şekli İİK m.111 hükmüne bakıldığında taksitle ödemenin zorunlu bir şekil şartı bulunmamaktadır. Taahhütte bulunmak isteyen borçlu ister yazılı ister sözlü bir şekilde icra dairesine başvurabilir. Ancak sözlü başvuru durumunda icra memuru İİK m.8 hükmüne göre başvuruyu tutanağa geçirmelidir. Borçlu yazılı olarak bir talepte bulunuyorsa tarihi de belirterek belgeyi imzalamalı, sonrasında bu talebi tutanağa geçirilmelidir. İcra tutanağında; ödenmesi gereken borç miktarı, icra vekalet ücreti, faiz gibi kalemler açıkça gösterilmelidir. Kanunda herhengi bir şekil şartı belirtilmediğinden ödeme taahhüdü güvenli elektronik imza ile de yapılabilecektir.


Taksitle Ödeme Taahhüdünü Şartları


Borçlunun Yeteri Kadar Malının Haczedilmiş Olması Yeteri kadar maldan kasıt; alacak, faiz ve takip masraflarını karşılamaya yetecek kadar bir malvarlığı değerinin haczedilmiş olmasıdır. Borçlunun yeteri kadar alının haczedilip haczedilmediği haciz esnasında yapılacak kıymet takdirine göre belirlenecektir. İlgili kanunun 111. Maddesinin 1. Fıkrasına göre taahhüdün alacaklının satış talebinden önce yapılması aranmıştır. Buna göre kesin haciz dışında, geçici ve ihtiyati haciz hallerinde ilgili kanun hükmü uygulama alanı bulamayacaktır. Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte haciz aşamaları bulunmadığından; rehinli malın tahmin edilen değeri borçlunun borcunu karşılamaya yetiyorsa ve İİK m.111’deki diğer şartları da taşıyorsa alacaklının rızası aranmadan borcun taksitle ödenmesi mümkündür. -Alacaklının Mallarının Satışını Henüz Talep Etmemiş Olması Borçlunun tek taraflı taahhüdüyle borcun taksitlendirilmesi imkanı malların satışı henüz talep edilmeden mümkündür. Satış aşaması olmayan takiplerde borçlu taahhütte bulunamaz. Satış talebinde bulunan alacaklı, kendisine verilen kesin süre içinde satış giderlerini yatırmazsa satış talebi hükümsüz kalacağından borçlunun taahhütte bulunması mümkün hale gelmektedir. Bu durumda taahhütte bulunmak isteyen borçlu, alacaklı satış masraflarını yatırana kadar taahhütte bulunabilme imkanına sahiptir. İİK m.106 hükmü uyarınca satış isteyebilme süreleri geçmişse hacizler de düşeceğinden taahhüt için gerekli şartlardan biri olan “borçlunun yeteri kadar malının haczedilmiş olması” koşulu sağlanamamış olacaktır. Bu durumda taahhüt geçersiz sayılmalıdır. -Borcun Tamamının Para ile ve Şartsız Ödenmesinin Taahhüt Edilmiş Olması Borcun bir kısmının ödenmesi taahhüt edilmiş ise İİK m.111 hükmü uygulama alanı bulamayacaktır. Borçlu, aynı zamanda taksitlerini para ile ve herhangi bir şarta bağlı olmaksızın ödenmesini taahhüt etmiş olmalıdır. Taahhüdün şarta bağlı olması halinde taahhüt geçersiz sayılmalıdır . Ayrıca işleyen faiz, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin taahhütte belirtilmesi gerekmektedir.


Taksitler Kanunundaki Sürelere ve Şartlara Uygun Olarak Ödenmeli


İİK’nun 111.maddesinin 1 ve 2.fıkralarına göre ilk taksit taahhüdün yapıldığı sırada ödenmeli ve her taksit; borcun dörtte birinden az olmamalı, aydan aya verilmeli ve ödeme süresi üç ayı aşmamalıdır. Burada aranan koşul taksitlerin borcun dörtte birinden az olmaması ve ödeme süresinin üç ayı geçmemesidir. Yani borçlunun taksitleri eşit bir şekilde ödemesi gerekmez.


Taahhüdün Takibin Asıl Borçlsuna Ait Olması ve Geçerli Bir Takip Sırasında Gerçekleşmesi


İcra hukukunda takibin tarafları alacaklı ve borçlu olmakla birlikte üçüncü kişi ancak icra kefaleti ile takibin tarafı haline gelecektir. Bilindiği üzere icra kefili kanun tarafından müteselsil kefil olarak kabul edilmektedir. Üçüncü kişi, icra kefili olup kendisine usulüne uygun bir ödeme ya da icra emri gönderildikten sonra takibin tarafı haline geleceğinden; bu aşamadan sonra borcun taksitle ödenmesi taahhüdünde bulunabilmelidir. Taahhüt tarihi itibariyle borçlunun tam ehliyetli olması gerekir. Tüzel kişilerde ise, tüzel kişilerin fiil ehliyeti organlarınca kullanıldığından borcun taksitle ödenmesi taahhüdü işlemi yapmaya ehil organınca yerine getirilir. Taraflar arasında mecburi takip arkadaşlığı varsa birlikte hareket etmek zorundadırlar. Taraflar arasında ihtiyari takip arkadaşlığı varsa taahhütte bulunmayan taraf bakımından sözleşme bağlı olmayacak; ancak diğer taraflar bakımından bağlayıcı olmaya devam edecektir.


Hacizden sonra yapılan taksitle ödeme sözleşmesinin “hacizden sonra yapılma” dışında şartları, hacizden önce yapılan taksitle ödeme sözleşmesiyle benzer olduğundan bu bölümde şartlarına değinilmeyecektir.


Hacizden Önce Borcun Taksitle Ödenmesi Sözleşmesinin Yapılma Şartları


İİK m.111/f.3 “ Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on yılı aşması hâlinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar.” Kanun maddesinde değinilen düzenlenen süreler satış süreleri olduğuna göre taraflar hacizden sonra taksitle ödeme sözleşmesi yapabilecek ve sözleşme süresince satış süreleri işlemeyecektir. Tarafların takibin kesinleşmesinden sonra taksit sözleşmesi yapabilmeleri; genel hacizde, ilamlı ve taşınır veya taşınmaz rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takipte, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte ve kira bedelinin ödenmemesi sebebiyle yapılan takipte mümkündür. Borçlu ödeme koşullarını yerine getirmezse İİK m.340 hükmüne göre cezalandırılır. Ödeme koşullarını bir defa ihmal etmek, cezalandırılma için yeterlidir. İlerleyen taksitlerin ödenmemesi durumu hükmün yeniden ihlali anlamına gelmez, yeniden cezalandırmayı gerektirmez.


Av. Gülce ÇAĞDAŞ

 

KAYNAKÇA

1. Arş. Gör. Gökçe VAROL, İcra Hukukunda Borcun Taksitle Ödenmesi, Yetkin Yayınları, Ankara, 2021.

2. Pekcanıtez, Atalay, Sungurtekin Özkan, Özekes, İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 6. Bası, 2019.

3. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı https://www.sinerjimevzuat.com.tr/

4. Lexpera Hukuk ve Bilgi Sistemi https://www.lexpera.com.tr/

5. Pekcanıtez, Akkan, Erişir, İcra İflas Kanunu ve İlgili Mevzuat, On İki Levha Yayıncılık,

İstanbul, 1. Bası, 2019

Subscribe to our newsletter

 
 
  • LinkedIn
bottom of page